Sigortacılık Genel Prensipleri
Sigorta branşları için geçerli olan ve ülkemiz mevzuatına da uyan ana prensipleri genel anlamda şu şekilde sıralayabiliriz.
Azami İyi Niyet Prensibi :
Azami iyi niyet, sigorta sözleşmesindeki taraflardan her birinin, diğerine sözleşmeyi kabul edip etmemesinde etkili olabilecek bütün bilgileri, talep edilmemiş olsalar dahi vermesini gerektir.
Sigorta sözleşmesinde sigortalının beyanı esastır. Sigortalı / sigorta ettiren, teminat altına aldığı nesneye ilişkin tüm bilgileri doğru olarak vermek; aynı şekilde sözleşmeye aracılık eden kişi de neyi, ne şartlar altında aldığı konusunda doğru ve gerçek bilgileri sigortalıya bildirmek zorundadır.
Sigortalanabilir Menfaat Prensibi :
Sigorta ettiren bir nesneyi teminata alırken, mutlaka onun sahibi olması gerekmez; üzerinde menfaati bulunması yeterlidir.
Tazminat Prensibi :
Sigortalının, hasar olduğunda zararının karşılanması, sözleşme gereğidir. Bu zararın giderilmesi nakden ödeme şeklinde olabileceği gibi, onarımını üstlenme veya yerine yenisini verme şeklinde de olabilir.
Nakden ödeme haricindeki seçenekler, sigortalının ve sigortacının mutabık kalması halinde olabilir.
Yakın Neden Prensibi :
Bir hasarın tazmin edilebilmesi için, o hasarın poliçede alınmış ve genel / özel şartlarda belirtilen teminat kapsamına en yakın nedenden ileri gelmesi gerekir.
Rücu Prensibi :
Sigortalının uğradığı zararda eğer üçüncü kişilerin kusuru varsa, sigorta şirketi sigortalısına zararı ödedikten sonra, kusurlu taraftan kusuru oranında bu hasarı talep (Rücu) eder. Böylelikle sigortalı hem sigorta şirketinden, hem de kendisine zarar veren kusurlu taraftan tazminat alarak, haksız kazanç sağlamamış olur. Burada sigorta şirketi sigortalısının talep edebileceği tazminatı almak üzere sigortalısının yerine geçerek, onun yetkilerini kendi devraldığından bu prensip "Halefiyet Prensibi" olarak da ifade edilmektedir.